Olsun

Olsun

3 Oca 2025

Halil Nalçaoğlu

Bir yılı daha devirdik. Yeni yılınız güzel, sağlıklı, neşeli geçsin!

Yıl bitince muhasebe başlıyor kafalarda. Ve ekranlarda. Bin türlü saçmalığın arasında olup bitenler anlatılıyor. Bu liste yapma merakı elbette unutmanın bir fonksiyonu. Yıl bitince hatırlamak istiyoruz. Ben de kendi listemi yaptım.

Biten yıl Türkiye için çok da huzurlu geçmedi desem? Oysa 2023 biterken huzurlu bir yıl dilemiştik. Yeteri kadar güçlü dilemedik mi yoksa huzur bize yasak mı bilemiyorum. Kaynayan büyük çorba kazanına yıl boyunca her hafta yeni ve öncekilerle uyumsuz malzemeler boca edildi sanki. Sonuçta kazandan yükselen kötü kokular evi sarmış gibi şimdi. Kimse kusura bakmasın ama 2024 berbat bir yıldı. Tersini söyleyen gelsin konuşalım.

Ama yeni yıl her zaman umut vaat eder, öyle değil mi? Biraz daha dişimizi sıkmamız, sabır ve metanet göstermemiz beklenmiyor mu? Bu beklenti, mesela, asgari ücretler belirlenirken somut bir olgu yerine koyuldu. Enflasyon nedeniyle kaybedilen satın alma gücü yerine, kaybedileceği tahmin edilen satın alma gücüne eş değer zam yapıldı maaşlara. Türkçesi şöyle: Fakirleşeceğiniz kesin de, ne kadar fakirleşeceğinizi siz değil biz biliriz. Öyle olsun. Yeni Yıl geldi. Kutlu olsun.

Hatırlamak deyince aklıma geldi. Gazze’de bir savaş yürütülüyor, bilmem hatırlıyor musunuz? Ölü sayısı 50 bini buldu muydu? Bilemedim.

Ha bir de Erzincan İliç’te maden kazası olmuştu galiba. Kimyasal müdahaleden artan milyonlarca ton toprak kaymıştı insanların üzerine. Şubat ayıydı. Tam hatırlamıyorum ama 9 işçiyi kaybetmiştik o “kazada.”

Bu tabii Gökçeada açıklarında batan göçmen teknesinde ölen 22 insanın yanında önemsiz bir rakam. Yirmi iki umut sönmüştü o kazada. Kaza kelimesinin etrafına tırnakları siz koyuverin artık. Ama Mart ayında bir de seçim yaşadık. İktidara güzel bir ders verdi Türkiye. Muhalefet partisini birinci parti yaptı. Hatırlıyor musunuz? CHP gerçekten birinci parti olmuştu... Öyle gibi hissediyor musunuz şu an?

CHP’nin seçim zaferi bana sanki havada asılı kaldı gibi geliyor. Tıpkı Antalya’da şöyle bir teleferik sefası yapalım diyen 189 kişi gibi. Yüreğimiz ağzımıza gelmişti. İki yüz bile değil diyorsunuz değil mi? Olsun. Olay sonuçta tatlıya bağlandı da bir vefatla atlattık o olayı. Henüz seçilmiş CHP’li belediye başkanı tutuklandı bu olay üzerine. Kimse aday gösterilmediği için CHP’li olmuş bir AKP’li adaydı demedi miydi? Olsun. Yeni Yıl.

Gazze’deki savaşı söylemiş miydim? Orada bir savaş oluyor tabii, olmaya devam ediyor, devam edecek gibi. Ama biz Türkiye olarak dik durduk. İsrail’le tüm ticari ilişkileri 2 Mayıs itibariyle kestik attık malum. Artık varsa yoksa Filistin. İsrail’e ihraç edeceğimiz ne varsa artık Filistin’e gönderiyoruz. Bilmiyorum ama öyle diyorlar. Sağlık olsun.

Diyarbakır’da orman yangını çıkmıştı. Hani Marmaris, Antalya, İzmir gibi yerlerde çıkanlardan. Pek haber de olmadıydı nedense. Şimdi bakıyorum o küllerin arasında 11 can bırakmışız. Rahmet olsun. Çeşme açıklarında yedi göçmen ölmüştü bu arada. Onlara da rahmet okuyalım. Okuyalım da bu kadar insan neden buralarda ölüp duruyor, sormayalım mı? Sormayalım. Yeni Yılda kimseler yok yere ölmesin diye dilek tutalım daha iyi.

Ağustos ayının başından 10’una kadar Instagram kapatılmıştı bir de. Hatırladınız mı? Haklı olarak tabii, neden kapatılmıştı? Galiba Hamas lideri Haniye’nin öldürülmesine kafası bozulanların yazılarına kıl olduydu da Meta, bizim İletişim Başkanlığı da onlara kıl olduydu. Biz de hepsine birden kıl olduyduk Instasız kaldık diye. Bu evren zaten pis kokuyor, paralel evren kapatılınca nefes alamaz gibi olmuştuk galiba. Olsun. Yeni Yıl var nasılsa...

Ağustos ayının sonunda yeni mezun asteğmenler bir yemin mi etmişlerdi? Yok böyle bir şey hiç olmadı bence. Uyduruyorum. Üç genç kadın okul birincisi olmuşlardı da, daha diplomalarının sefasını süremeden bir şey mi olmuştu? Olmadı bence. Disiplinsiz disiplinsiz yazıp duruyorum işte.

Eylül ayında BRICS denilen birliğe başvuru yaptık milletçe. EU out BRICS in! Yahu arkadaş bir sürü münafık BRICS bile almadı bizi diye yazmış, konuşmuştu. Olsun. Onlar kaybeder. Ortadoğu’nun yükselen yıldızı olmadık mı? Tuğla kiremit bize hava cıva.

Ekim ayıydı. Esenyurt Belediye Başkanı PKK ile ilişkileri iddiası nedeniyle görevden alınarak yerine kayyım atanmıştı. Unutmamalıyız bunu. Kayyım mı kayyum mu tartışmalarının alevlendiği bir aydı çünkü. Sonra Batman, Mardin, Halfeti. Üç güzel beldemiz. Hatırladınız mı? Ben hatırlayamadım. Olsun, yeni yıl geldi artık.

Aralık ayının olayı Balıkesir’de havaya üçan mühimmat fabrikasında canlarını kaybeden 11 işçi ile ilgili. Rahmet olsun. Bunu net hatırlıyorsunuzdur çünkü üzerinden az zaman geçti. Bir sürü olay arasında ölen işçileri hatırlamak önemli bence. Nasıl patlamış, neden patlamış, ihmal var mıymış izlediniz mi televizyonda? Ben pek televizyon izlemiyorum. Aynı yerde daha önce patlayan bir şeyler vardı, onu gördüm X’te. Nasıl olsa aynı şekilde patlamıştır diye izledim görüntüleri iki kere.

Yahu arada Esad gitti, Suriye’de devrim oldu. Golani, Colani, Şara... Tebrik ediyoruz üçünü de. Umarım Suriye devrimi kapsayıcı çok kültürlü laik demokratik hukuk devletinin kurulmasına vesile olur. Eminim olacaktır da. Eminim Suriye devriminin yapılmasında katkısı olanlar, silah ve mühimmat ihracatının yanı sıra demokrasi de ihraç ederler Suriye’ye. İnşallah olur. Onlar da biraz sabırlı olmalılar canım.

Yeni bir yılın eşiğinde dururken, kendimizi bir kez daha umuda tutunurken buluyoruz. 2025'in geçen yılı gölgede bırakacağına dair pek çok işaret var, ancak geleneği bozmayalım: İçten dileklerde bulunalım, daha parlak günler hayal edelim, kayıplarımızı hatırlayalım ve devam etmek için kendimizi yeterince kandıralım. Ne de olsa hayatta kalmanın bir yolu da bu değil mi? Her şeye rağmen ya da her şey yüzünden hepinize mutlu yıllar.